Önceki yazılarımda bahsettiğim gibi çok farklı mimari
fonksiyon var. Her mimari fonksiyon için
değişik background lara ihtiyaç var, inanın çoğu “teknik” olmak zorunda
değil. Bir takım “soft skills”
diyebileceğimiz şeyler var ki bunlar tüm mimarlarda olmalı:
•Araştırma
geliştirme yapmayı sevmek, meraklı
olmak: Teknolojideki hatta işteki(bankacılık, telekom vs.) değişikleri takip edip Bilişim Teknolojileri’
ne yön verebilecek stratejileri belirlemek. Bunu gelecek mimarileri oluşturmak
için kullanacak.
•Dokümantasyon
yapmayı sevmek: Kendi sahasındaki standart, prosedür ve politika
dokümanlarını oluşturmak. Geliştirme dünyasındaki gibi “önce pratik sonra dokümantasyon”
dememek
•İyi
bir analist olmak: Süreçleri,
yetenekleri, ürünleri analiz edebilmek, bütüncül ve kurumsal bakış açısına
sahip olmak. Doğru yerde doğru soruları sorabilmek…
•Kendinden
güdümlü olma : “Self motivated”.
Mimar kendine bir iş verildiği zaman mutlaka yapan, kendi kendini yöneten bir
roldür. Yani mimarın yöneticisinin senin
şu işin vardı, yapıyor musun diye task takibi yapmasına gerek yoktur. Mimar zaten yöneticisine sorun varsa gelir,
gelmiyorsa da zaten o proje sorunsuz yürüyordur. Bu motivasyon kişide yoksa zaten mimar
olmamalıdır.
•Hem
sözlü hem yazılı iletişim yeteneğinin yüksek olması : Bu konu en önemlisi. Mimarların iki görevi
vardır. Biri standartları ve politikaları oluşturmak ve ilgili ekiplere
iletmek(rehberlik), ikincisi de uymadıkları zaman onlara dur demek(polislik)-
bir nevi yasama ve yürütme. Verilen işi yapayım, suya sabuna dokunmayayım,
kimseyle de kötü olmayım, görev tanımım belli olsun, sunuma falan beni
bulaştırmayın diyorsanız mimarlık size göre değil. Mimarlar projelerde sorunlar
çıktığı zaman inisiyatif alıp çözüm üretebilmeli, standartlara ve politikalara referans vererek
kendi önerdikleri çözümün rasyonel dayanağını belirtmeli ve ilk önce tarafları
ikna etmeye çalışmalıdır. Eğer ikna yolları kapalı ise kurumun süreçlerinde
verilen yetkiye göre eskalasyon mekanizmalarını işletmelidirler. Burada “saygı” çok önemlidir.
Mimarların da proje ekibinin de birbirine “saygı” çerçevesinde hareket etmesi gerekir.
•Sağlam
durma : “Assertive?” Aslında daha da açarsak mimarlar sert duruşlu mu
olmalı? Bence bir şeyi “sert” söylemek “haklı” olmak anlamına gelmiyor. Sizin
sağlam durmanızı sağlayan şey önerdiğiniz çözümün ne kadar standarta politikaya
uygun olduğu - hadi her yaşanan sorun için yazılı bir kuralınız olmayabilir –
ne kadar etkin, verimli özetle iyi bir
çözüm olduğudur. Çok “sert” olmanın da iletişim yollarının kapamak gibi bir
dezavantajı var. İletişimi sürdürülebilir bir seviyede tutmak gerekir.
“Polislik” görevini teftiş gibi algılamamak lazım. Mimarlar bulgu bulup geri
çekilmezler, nasıl yapılacağı konusunda öneri de getirirler. Burada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Standartlar politikalar oluşturulurken mimari ekipler “Biz böyle uygun gördük”
dememeli, bu standardı uygulayacak ekiplerle beraber çalışma grupları
oluşturmalı ve onlara bu kuralları sahiplendirmelidir. Burada bir önceki
maddedeki iletişim yeteneği öne çıkıyor. Bilişim Teknolojileri sektörü yüksek
yetkinlikte, çalışkan, idealist ve yüksek egolu insanlarla doludur. Kimseyi sadece “sopa göstererek” düzene
sokamazsınız. Herkes kendi
fikirlerinin dikkate alınmasını, dikkate alınmıyorsa nedenini ve en nihayetinde
ikna edilmeyi bekler.
Mimar olmanın kolay olmadığını, görev tanımının geniş
olduğunu ve sorumluluğunun çok olduğunu söyleyebilirim. Bu durum zaman zaman
“Acaba ne kadar iyi yapıyorum?” gibi kişisel sorgulamalara da yol açmıyor
değil. Başka ekiplerden mimari ekiplere
geçenler “betona çarpmış” gibi hissettiklerini sıklıkla söylerler. Ama benim
gözlemim zamanla bütüncül bakış açısı ve iletişim yetenekleri
geliştirilebiliyor, sabırlı olmak lazım. Sonradan gelişmeyen tek şey ne biliyor
musunuz, merak .….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder