11 Nisan 2014 Cuma

Kim mimar olmalı, sahip olunması gereken özellikler var mı, varsa neler?

Önceki yazılarımda bahsettiğim gibi çok farklı mimari fonksiyon  var. Her mimari fonksiyon için değişik background lara ihtiyaç var, inanın çoğu “teknik” olmak zorunda değil.  Bir takım “soft skills” diyebileceğimiz şeyler var ki bunlar tüm mimarlarda olmalı:

Araştırma geliştirme  yapmayı sevmek, meraklı olmak: Teknolojideki hatta işteki(bankacılık, telekom vs.)  değişikleri takip edip Bilişim Teknolojileri’ ne yön verebilecek stratejileri belirlemek. Bunu gelecek mimarileri oluşturmak için kullanacak.

Dokümantasyon yapmayı sevmek: Kendi sahasındaki standart, prosedür ve politika dokümanlarını oluşturmak. Geliştirme dünyasındaki gibi “önce pratik sonra dokümantasyon” dememek

İyi bir analist olmak:   Süreçleri, yetenekleri, ürünleri analiz edebilmek, bütüncül ve kurumsal bakış açısına sahip olmak. Doğru yerde doğru soruları sorabilmek…

Kendinden güdümlü olma :  “Self motivated”. Mimar kendine bir iş verildiği zaman mutlaka yapan, kendi kendini yöneten bir roldür.  Yani mimarın yöneticisinin senin şu işin vardı, yapıyor musun diye task takibi yapmasına gerek yoktur.  Mimar zaten yöneticisine sorun varsa gelir, gelmiyorsa da zaten o proje sorunsuz yürüyordur.  Bu motivasyon kişide yoksa zaten mimar olmamalıdır.

Hem sözlü hem yazılı iletişim yeteneğinin yüksek olması :  Bu konu en önemlisi. Mimarların iki görevi vardır. Biri standartları ve politikaları oluşturmak ve ilgili ekiplere iletmek(rehberlik), ikincisi de uymadıkları zaman onlara dur demek(polislik)- bir nevi yasama ve yürütme. Verilen işi yapayım, suya sabuna dokunmayayım, kimseyle de kötü olmayım, görev tanımım belli olsun, sunuma falan beni bulaştırmayın diyorsanız mimarlık size göre değil. Mimarlar projelerde sorunlar çıktığı zaman inisiyatif alıp çözüm üretebilmeli,  standartlara ve politikalara referans vererek kendi önerdikleri çözümün rasyonel dayanağını belirtmeli ve ilk önce tarafları ikna etmeye çalışmalıdır. Eğer ikna yolları kapalı ise kurumun süreçlerinde verilen yetkiye göre eskalasyon mekanizmalarını işletmelidirler. Burada “saygı” çok önemlidir. Mimarların da proje ekibinin de birbirine “saygı” çerçevesinde hareket etmesi gerekir.

Sağlam durma : “Assertive?” Aslında daha da açarsak mimarlar sert duruşlu mu olmalı? Bence bir şeyi “sert” söylemek “haklı” olmak anlamına gelmiyor. Sizin sağlam durmanızı sağlayan şey önerdiğiniz çözümün ne kadar standarta politikaya uygun olduğu - hadi her yaşanan sorun için yazılı bir kuralınız olmayabilir – ne kadar etkin,  verimli özetle iyi bir çözüm olduğudur. Çok “sert” olmanın da iletişim yollarının kapamak gibi bir dezavantajı var. İletişimi sürdürülebilir bir seviyede tutmak gerekir. “Polislik” görevini teftiş gibi algılamamak lazım. Mimarlar bulgu bulup geri çekilmezler, nasıl yapılacağı konusunda öneri de getirirler.  Burada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Standartlar politikalar oluşturulurken mimari ekipler “Biz böyle uygun gördük” dememeli, bu standardı uygulayacak ekiplerle beraber çalışma grupları oluşturmalı ve onlara bu kuralları sahiplendirmelidir. Burada bir önceki maddedeki iletişim yeteneği öne çıkıyor. Bilişim Teknolojileri sektörü yüksek yetkinlikte, çalışkan, idealist ve yüksek egolu insanlarla doludur.  Kimseyi sadece “sopa göstererek” düzene sokamazsınız. Herkes kendi fikirlerinin dikkate alınmasını, dikkate alınmıyorsa nedenini ve en nihayetinde ikna edilmeyi bekler.


Mimar olmanın kolay olmadığını, görev tanımının geniş olduğunu ve sorumluluğunun çok olduğunu söyleyebilirim. Bu durum zaman zaman “Acaba ne kadar iyi yapıyorum?” gibi kişisel sorgulamalara da yol açmıyor değil. Başka ekiplerden  mimari ekiplere geçenler “betona çarpmış” gibi hissettiklerini sıklıkla söylerler. Ama benim gözlemim zamanla bütüncül bakış açısı ve iletişim yetenekleri geliştirilebiliyor, sabırlı olmak lazım. Sonradan gelişmeyen tek şey ne biliyor musunuz, merak .….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder